İçeriğe geç

Tacir Defterleri Mahkemede Kesin Delil mi? Ticari Defterlerin Delil Niteliği ve İspat Gücü

ticari defterlerin delil niteliği

Ticari defterlerin delil niteliği, ticari uyuşmazlıkların çözümünde hayati bir rol oynar. Her tacirin, Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca belirli ticari defterleri tutma yükümlülüğü bulunur. Peki, bu defterler bir ticari dava ispat sürecinde ne kadar etkilidir? Mahkemeler, yevmiye defteri, defteri kebir veya envanter defteri gibi kayıtlara ne ölçüde itibar eder? Bu yazıda, tacir defterlerinin hukuki statüsünü, delil olarak kullanılma şartlarını ve ispat gücünü inceleyeceğiz.

Ticari hayatın karmaşıklığı içinde, işletmeler arasındaki alacak-verecek ilişkileri, sözleşmelerden doğan anlaşmazlıklar veya haksız rekabet gibi durumlar sıkça ticari uyuşmazlık konusu olabilmektedir. Bu tür davalarda iddiaların ispatı büyük önem taşır ve ticari defterler bu noktada kilit bir araç haline gelebilir. Ancak defterlerin delil olarak kabul edilmesi belirli kurallara tabidir.

Tacirlerin Defter Tutma Yükümlülüğü ve Önemi

Tacir defter tutma yükümlülüğü, TTK’nın temel düzenlemelerinden biridir. Bu yükümlülük, ticari işlemlerin şeffaf, düzenli ve takip edilebilir olmasını sağlar. Aynı zamanda vergi hukuku açısından da zorunludur.

Tacirlerin tutmakla yükümlü olduğu başlıca defterler şunlardır:

  • Yevmiye Defteri: İşlemlerin tarih sırasıyla ve maddeler halinde kaydedildiği temel defterdir.
  • Defteri Kebir (Büyük Defter): Yevmiye defterine kaydedilmiş işlemleri buradan alarak sistemli bir şekilde hesaplara dağıtan ve tasnifli olarak bu hesaplarda toplayan defterdir.  
  • Envanter Defteri: Hesap dönemi sonunda çıkarılan envanter ve bilançoların kaydedildiği defterdir.

Bu defterlerin usulüne uygun tutulması sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda tacirin kendi haklarını koruması açısından da kritik öneme sahiptir. Defterlerin düzgün tutulmaması, para cezalarına yol açabileceği gibi, olası bir davada tacirin aleyhine sonuçlar doğurabilir. Özellikle ticari anlaşmazlıklarda veya İcra ve İflas Hukuku süreçlerinde bu durum belirleyici olabilir.

Ticari Defterlerin Delil Niteliği: Hukuki Çerçeve

Ticari defterlerin delil niteliği, hem TTK’da hem de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenmiştir. Genel kural, usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerin, sahibi lehine veya aleyhine delil teşkil edebilmesidir. Ancak bu delil niteliği mutlak değildir ve belirli şartlara bağlıdır.

Mahkemeler, ticari defterleri genellikle takdiri delil olarak değerlendirir. Yani, hakim defter kayıtlarını diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Ancak bazı durumlarda, özellikle karşı tarafın defterleri ile uyumlu olduğunda veya karşı taraf defterlerini ibraz etmediğinde, kesin delile yaklaşan bir ispat gücüne sahip olabilirler.

Ticari Defterlerin Lehe Delil Olarak Kullanılması Şartları

Bir tacirin, kendi tuttuğu defterleri kendi lehine delil olarak kullanabilmesi oldukça sıkı şartlara bağlanmıştır. Bu şartlar HMK Madde 222’de belirtilmiştir:

  1. Defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir.
  2. Defterdeki tüm kayıtların birbirini doğrulaması şarttır. Çelişkili kayıtlar lehe delil olma özelliğini ortadan kaldırır.
  3. İlgili konuda karşı tarafın da defter tutma zorunluluğunun bulunması gerekir. Yani uyuşmazlık konusu ticari iş her iki tarafın da ticari defterlerine kaydedilmiş olmalıdır.
  4. Karşı tarafın ticari defterlerindeki kayıtların, iddia edilenin aksini ispat etmemesi veya ilgili konuda hiçbir kaydın bulunmaması gerekir.
  5. Karşı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerini ibrazdan kaçınmaması gerekir. Eğer karşı taraf defterlerini sunmazsa, sunmayan taraf aleyhine bir sonuç doğar.

Açılış ve Kapanış Tasdiklerinin Rolü

Defterlerin kanuna uygun tutulmuş sayılmasının önemli bir unsuru da açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun yapılmasıdır. Tasdik eksikliği, defterin lehe delil olarak kullanılmasını engelleyebilir. Bu nedenle tacirlerin tasdik sürelerine özen göstermesi büyük önem taşır.

Ticari Defterlerin Aleyhe Delil Olarak Kabul Edilmesi

Bir tacirin ticari defterleri, her zaman sahibi aleyhine delil olarak kullanılabilir. Defterler usulüne uygun tutulmamış olsa bile, içerdikleri kayıtlar tacirin aleyhine delil teşkil eder. Tacir, kendi defterindeki kaydın aksini ancak başka geçerli delillerle ispat edebilir.

Karşı taraf, tacir olmasa bile, tacirin defterlerindeki aleyhine olan kayıtları delil olarak ileri sürebilir. Bu durum, defter tutma yükümlülüğünün tacire getirdiği sorumluluğun bir parçasıdır.

Ticari Defterlerin İbrazı ve Sonuçları

Ticari davalarda taraflardan biri, diğer tarafın ticari defterlerinin incelenmesini talep edebilir. Mahkeme, ticari defterlerin ibrazı (sunulması) yönünde karar verebilir.

  • İbraz Kararına Uyma: Tacir, mahkemenin ibraz kararına uymak zorundadır.
  • İbrazdan Kaçınma: Eğer bir tacir, mahkeme kararına rağmen defterlerini sunmaktan kaçınırsa, mahkeme, defterleri ibraz etmesi istenen tarafın, iddia edilen vakıayı kabul etmiş sayılmasına karar verebilir. Bu, ibrazdan kaçınan taraf için çok ciddi bir sonuçtur.
  • Eksik veya Usulsüz Defterler: İbraz edilen defterlerin eksik, karalanmış veya usulsüz tutulduğu anlaşılırsa, bu defterler sahibi lehine delil olarak kullanılamaz ancak aleyhine delil olma özelliğini korur.

Ticari Davalarda İspat ve Ticari Defterler

Ticari dava ispat süreçlerinde ticari defterler önemli bir yer tutar. Özellikle cari hesap ilişkileri, fatura anlaşmazlıkları, mal veya hizmet alım satımından kaynaklanan uyuşmazlıklar gibi konularda defter kayıtları sıklıkla başvurulan delillerdir. Şirket hukuku alanındaki davalarda da, şirketin mali durumu, ortaklık ilişkileri gibi konularda defterler temel kanıt kaynağı olabilir.

Ancak unutulmamalıdır ki, ticari defterler tek başına her zaman yeterli olmayabilir. Hakim, defter kayıtlarını; faturalar, sözleşmeler, tanık beyanları, bilirkişi raporları gibi diğer delillerle birlikte değerlendirerek bir karara varır. Güncel Hukuki Gelişmeler takip edilerek, yargı kararlarında ticari defterlere verilen önemin nasıl şekillendiği de görülebilir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Öneriler

Ticari defterlerin delil gücünden en iyi şekilde yararlanmak ve olası riskleri minimize etmek için tacirlerin dikkat etmesi gerekenler şunlardır:

  • Titiz Kayıt: Tüm ticari işlemler eksiksiz, doğru ve zamanında kaydedilmelidir.
  • Usule Uygunluk: Defterler TTK ve Vergi Usul Kanunu’ndaki şekil şartlarına uygun tutulmalıdır.
  • Tasdikler: Açılış ve kapanış tasdikleri yasal süreleri içinde mutlaka yaptırılmalıdır.
  • Destekleyici Belgeler: Defter kayıtlarını destekleyen fatura, makbuz, sözleşme gibi belgeler özenle saklanmalıdır.
  • İbraza Hazırlık: Olası bir dava durumunda defterlerin mahkemeye sunulabilir durumda olması sağlanmalıdır.
  • Saklama Süresi: Ticari defter ve belgelerin yasal saklama sürelerine (genellikle 10 yıl) riayet edilmelidir. Bu süreler Vergi Hukuku ve Vergi İhtilafları açısından da önemlidir.

Sonuç olarak;

Ticari defterlerin delil niteliği, Türk hukuk sisteminde önemli bir yere sahiptir, ancak bu nitelik mutlak ve koşulsuz değildir. Defterlerin lehe delil olarak kullanılabilmesi sıkı şartlara bağlıyken, aleyhe delil olarak her zaman kullanılabilirler. Tacir defter tutma yükümlülüğü, sadece yasal bir zorunluluk olmanın ötesinde, ticari uyuşmazlıklarda haklarını koruyabilmek için stratejik bir öneme sahiptir. Defterlerin usulüne uygun, eksiksiz ve doğru bir şekilde tutulması, olası bir ticari dava ispat sürecinde tacirin elini güçlendirecektir. Konuyla ilgili daha fazla bilgi ve yasal düzenlemeler için Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddelerine (özellikle Madde 82-86) başvurulabilir. Ticari uyuşmazlıklar ve defterlerin delil olarak kullanılması konusunda hukuki destek almak her zaman en doğru yaklaşımdır.


Yasal Uyarı: Bu blog yazısı genel bilgilendirme amaçlı olup, hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Özel durumlarınız için mutlaka bir avukata danışınız.

  • Bu içeriği beğendiyseniz, yorum bırakmayı ve paylaşmayı unutmayın!
  • E-posta bültenimize kaydolarak benzer içeriklerden haberdar olun.
  • Konu ile ilgili sorularınız için bizimle iletişime geçin!
  • Bu sitede yayımlanan yazıların tamamı veya bir kısmı, Çakır Lex Hukuk Bürosu’nun yazılı izni olmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz veya dağıtılamaz. İzinsiz kullanım halinde ilgili kişi veya kurumlar hakkında tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı bildiririz.

Av. Emrullah Velat ÇAKIR
Av. Arb.Emrullah Velat ÇAKIR
Çakır hukuk bürosu

İLETİŞİME GEÇİN

BİR RANDEVU AYARLAYIN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!