İçeriğe geç

Aşırı İfa Güçlüğü Uyarlama Davası: Artan Maliyetler Sözleşmenizi Nasıl Etkiler?

aşırı ifa güçlüğü uyarlama davası

Ekonomik dalgalanmalar, beklenmedik maliyet artışları veya küresel krizler… İş dünyası ve günlük hayat, öngörülemeyen değişikliklerle doludur. Peki, imzaladığınız bir sözleşme sonrası ortaya çıkan enflasyonkur farkı veya enerji maliyeti artışı gibi durumlar, borcunuzu yerine getirmenizi aşırı derecede zorlaştırırsa ne olur? İşte bu noktada Türk Borçlar Kanunu (TBK) devreye giriyor. Aşırı ifa güçlüğü uyarlama davası, tam da bu tür durumlar için hukuki bir çözüm sunar. Bu yazıda, sözleşmelerin değişen koşullara nasıl adapte edilebileceğini, TBK Madde 138’in şartlarını ve dava sürecini detaylıca inceleyeceğiz.

Ayrıca bu yazıda ele aldığımız konuları okumak yerine dinlemek isterseniz aynı konuları tartıştığımız podcast bölümümüzü aşağıdan kolayca dinleyebilirsiniz:

ÇAKIR LEX HUKUK BÜROSU
ÇAKIR LEX HUKUK BÜROSU
Aşırı İfa Güçlüğü Uyarlama Davası: Artan Maliyetler Sözleşmenizi Nasıl Etkiler?
Loading
/

Aşırı İfa Güçlüğü Nedir? (TBK Madde 138 ve Emprevizyon Teorisi)

Aşırı ifa güçlüğü, Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesinde düzenlenen bir hukuki kavramdır. Temelde, sözleşme kurulduğu sırada taraflarca öngörülemeyen ve öngörülmesi de beklenemeyen olağanüstü bir durumun ortaya çıkması halini ifade eder.

Bu olağanüstü durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple borcun ifasını, yani sözleşmedeki yükümlülüğün yerine getirilmesini, dikkate değer ölçüde zorlaştırmalıdır. Öyle ki, borçludan bu koşullar altında sözleşmeye aynen uymasını beklemek dürüstlük kuralına aykırı düşmelidir.

Bu prensip, hukuktaki “emprevizyon teorisi” (öngörülemezlik teorisi) veya “işlem temelinin çökmesi” ilkesinin bir yansımasıdır. Sözleşmenin temelini oluşturan koşulların sonradan esaslı şekilde değişmesi durumunda, sözleşme adaletini sağlamayı amaçlar. Bu nedenle emprevizyon teorisi dava süreçlerinde sıkça referans alınır.

Sözleşmenin Uyarlanması Şartları Nelerdir?

TBK Madde 138’e dayanarak bir sözleşmenin uyarlanmasını veya feshini talep edebilmek için belirli koşulların bir arada bulunması gerekir. Sözleşmenin uyarlanması şartları şunlardır:

  1. Olağanüstü ve Öngörülemeyen Bir Durumun Ortaya Çıkması:
    • Sözleşme yapıldıktan sonra ortaya çıkan bir durum olmalıdır.
    • Bu durum olağanüstü nitelikte olmalıdır (deprem, sel, savaş, salgın hastalık, ani ve aşırı yüksek enflasyon, beklenmedik döviz artışı gibi). 
    • Taraflarca sözleşme anında öngörülemeyen ve öngörülmesi de beklenemeyen bir durum olmalıdır. Normal piyasa dalgalanmaları genellikle bu kapsama girmez.
  2. Durumun Borçludan Kaynaklanmaması:
    • Ortaya çıkan olağanüstü durumun nedeni borçlunun kendisi veya kusuru olmamalıdır.
    • Borçlu, bu durumun ortaya çıkmasında bir etkiye sahip olmamalıdır.
  3. İfa Güçlüğünün Aşırı Düzeyde Olması:
    • Değişen koşullar, borcun ifasını sadece biraz zorlaştırmamalı, aşırı derecede güçleştirmelidir.
    • Sözleşmenin ilk halindeki denge, borçlu aleyhine katlanılamaz ölçüde bozulmuş olmalıdır.
  4. Borcun Henüz İfa Edilmemiş Olması veya İhtirazi Kayıt:
    • Borçlu, değişen koşullar nedeniyle zorlanan borcunu henüz yerine getirmemiş olmalıdır.
    • VEYA borcunu yerine getirmişse bile, aşırı ifa güçlüğünden doğan haklarını saklı tuttuğunu belirterek(ihtirazi kayıtla) ifa etmiş olmalıdır.
  5. Uyarlama Talebinin Dürüstlük Kuralına Uygun Olması:
    • Tüm koşullar değerlendirildiğinde, borçludan sözleşmeye aynen uymasının beklenmesi dürüstlük kuralına (Medeni Kanun md. 2) aykırı olmalıdır.

Bu şartların varlığı halinde borçlu, mahkemeden öncelikle sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme hakkına sahiptir.

Hangi Sözleşmeler Uyarlama Kapsamına Girer?

Aşırı ifa güçlüğü prensibi, özellikle sürekli borç ilişkisi doğuran veya uzun süreli sözleşmelerde uygulama alanı bulur. Örnekler şunları içerebilir:

  • Ticari Sözleşmeler: Mal alım-satım, distribütörlük, bayilik gibi uzun vadeli ticari ilişkiler. Keyword: ticari sözleşme uyarlama davası. Ticari defterlerin delil niteliği bu davalarda önem kazanabilir. (Ticari Defterlerin Delil Niteliği)
  • Kira Sözleşmeleri: Özellikle uzun süreli konut ve iş yeri kiraları. Ani ekonomik değişimler kira bedellerinin uyarlanmasını gerektirebilir. Kira hukuku hakkında güncel Yargıtay kararları için ilgili yazımıza göz atabilirsiniz. (Yargıtay Kira Kararları)
  • İnşaat Sözleşmeleri: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri gibi uzun süren ve maliyet dalgalanmalarına açık sözleşmeler. (Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi)
  • Hizmet Sözleşmeleri: Uzun süreli danışmanlık, bakım-onarım gibi hizmet sözleşmeleri.
  • Eser Sözleşmeleri: Özellikle yapımı uzun süren eserlere ilişkin sözleşmeler.

Önemli olan sözleşmenin türünden ziyade, TBK 138’deki şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir.

Aşırı İfa Güçlüğü Durumunda Talep Edilebilecekler

TBK Madde 138’deki şartlar oluştuğunda, borçlu mahkemeden şu taleplerde bulunabilir:

  1. Sözleşmenin Uyarlanması: Bu, birincil taleptir. Mahkemeden, değişen olağanüstü koşullar nedeniyle bozulan sözleşme dengesini yeniden kuracak şekilde, sözleşme hükümlerinin (örneğin bedel, vade, miktar) yeni duruma uyarlanması istenir. Hakim, sözleşmeye müdahale ederek tarafların menfaatlerini dengeler.
  2. Sözleşmeden Dönme (Fesih): Eğer uyarlama mümkün değilse veya uyarlama borçludan beklenemeyecekse, borçlu sözleşmeden dönebilir (fesih). Bu, ikincil bir haktır. Özellikle ani edimli sözleşmelerde dönme, sürekli borç ilişkilerinde ise fesih hakkı kullanılır.

Hakim, somut olayın özelliklerine göre en uygun çözümü belirleyecektir. Genellikle öncelik, sözleşmenin ayakta tutularak uyarlanması yönündedir.

Aşırı İfa Güçlüğü Uyarlama Davası Süreci

Aşırı ifa güçlüğü uyarlama davası açmak isteyen tarafın izlemesi gereken adımlar genel olarak şöyledir:

  1. Durumu Değerlendirme: Öncelikle TBK 138’deki şartların kendi durumunda mevcut olup olmadığını objektifolarak değerlendirmelidir. Bir avukatla ilk görüşme hazırlığı yapmak bu aşamada faydalı olabilir (Avukatla İlk Görüşme Hazırlığı).
  2. İhtar (Opsiyonel ama Önerilir): Dava açmadan önce karşı tarafa durumu anlatan, uyarlama talebini içeren bir ihtarname göndermek, iyi niyet göstergesi olabilir ve bazen uzlaşma sağlayabilir.
  3. Dava Dilekçesi Hazırlama: Yetkili ve görevli mahkemeye (genellikle Asliye Hukuk veya Ticaret Mahkemesi) hitaben, durumu, delilleri ve talepleri (öncelikle uyarlama, mümkün değilse fesih) içeren bir dava dilekçesi hazırlanır.
  4. Delillerin Sunulması: Dava dilekçesiyle birlikte, olağanüstü durumu (resmi veriler, haberler), öngörülemezliği, ifanın aşırı zorlaştığını (maliyet hesapları, faturalar, uzman raporları) ispatlayan deliller sunulmalıdır. Gerekirse bilirkişi raporuna itiraz süreci de takip edilebilir (Bilirkişi Raporu İtiraz Süreci).
  5. Yargılama Aşaması: Mahkeme, tarafları dinler, delilleri toplar, gerekirse keşif yapar veya bilirkişi incelemesi yaptırır. Türkiye’de bir davanın ne kadar süreceği çeşitli faktörlere bağlıdır (Dava Ne Kadar Sürer Türkiye?).
  6. Karar: Mahkeme, tüm delilleri ve durumu değerlendirerek uyarlama (ve nasıl yapılacağı), fesih veya davanın reddi yönünde bir karar verir.

Güncel Yargıtay Kararları ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Sözleşme hukuku güncel gelişmelerini takip etmek, özellikle Yargıtay’ın aşırı ifa güçlüğü konusundaki kararlarını incelemek önemlidir. Yargıtay, öngörülemezlik unsurunu, enflasyonun veya kur artışının beklenenin çok üzerinde ve ani olup olmadığını dikkate alarak değerlendirir.

  • İspat Yükü: Aşırı ifa güçlüğü koşullarının oluştuğunu ispatlama yükü, uyarlama veya fesih talep eden taraftadır.
  • Ticari Basiret: Tacirler arasındaki sözleşmelerde, tacirin basiretli bir iş insanı gibi davranma yükümlülüğü(TTK md. 18/2) nedeniyle öngörülemezlik şartı daha dar yorumlanabilir.
  • Somut Durum: Her olay kendi özel koşulları içinde değerlendirilir. Genel ekonomik kriz tek başına yeterli olmayabilir, bu krizin somut sözleşmeye etkisinin aşırı olması gerekir.

Resmi mevzuata doğrudan ulaşmak için Mevzuat Bilgi Sistemi‘ni ziyaret edebilirsiniz. (https://www.mevzuat.gov.tr/)

Sonuç ve Öneriler

Artan maliyetler ve ekonomik belirsizlikler, uzun süreli sözleşmelerde tarafları zor durumda bırakabilir. Türk Borçlar Kanunu Madde 138, bu tür olağanüstü durumlarda sözleşme adaletini sağlamak için önemli bir mekanizma sunar. Aşırı ifa güçlüğü uyarlama davası ile sözleşmenin değişen koşullara adapte edilmesi veya sonlandırılması mümkündür.

Ancak, bu hakkın kullanılabilmesi için kanunda sayılan şartların tamamının gerçekleşmesi ve bunun mahkemede ispatlanması gerekmektedir. Sürecin karmaşıklığı ve ispat zorlukları göz önüne alındığında, bu tür bir durumla karşılaştığınızda mutlaka uzman bir hukukçudan destek almanız tavsiye edilir. Güncel hukuki gelişmeler ve diğer hukuki konularda bilgi almak için blogumuzu takip edebilirsiniz.


Yasal Uyarı: Bu blog yazısı genel bilgilendirme amaçlı olup, hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Özel durumlarınız için mutlaka bir avukata danışınız.

  • Bu içeriği beğendiyseniz, yorum bırakmayı ve paylaşmayı unutmayın!
  • E-posta bültenimize kaydolarak benzer içeriklerden haberdar olun.
  • Konu ile ilgili sorularınız için bizimle iletişime geçin!
  • Bu sitede yayımlanan yazıların tamamı veya bir kısmı, Çakır Lex Hukuk Bürosu’nun yazılı izni olmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz veya dağıtılamaz. İzinsiz kullanım halinde ilgili kişi veya kurumlar hakkında tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı bildiririz.

Av. Emrullah Velat ÇAKIR
Av. Arb.Emrullah Velat ÇAKIR
Çakır hukuk bürosu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!