Belediyenin veya Kamu Kurumunun Verdiği Zarar Nasıl Tazmin Edilir? (Tam Yargı Davası)
Kamu hizmetleri yürütülürken, idarenin eylem ve işlemleri nedeniyle bireyler maddi veya manevi zarara uğrayabilir. Belediyenin yürüttüğü bir kazı çalışmasının dükkanınıza zarar vermesi gibi durumlar buna örnektir. Anayasa’nın 125. maddesi, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunu güvence altına alır. Bu zararların tazmini için başvurulan hukuki yola tam yargı davası denir.
Bu dava, idarenin hukuka aykırı eylemleri veya işlemleri sonucunda hakları ihlal edilen kişilerin uğradığı zararların giderilmesini amaçlar. Sürecin doğru yönetilmesi, hak kayıplarını önlemek adına büyük önem taşır. Bu yazımızda, kamu kurumlarının verdiği zararların nasıl tazmin edileceğini ve tam yargı davasının detaylarını ele alacağız.
Tam Yargı Davası Nedir ve İdarenin Sorumluluğu Ne Anlama Gelir?
Tam yargı davası, idari bir eylem, işlem veya sözleşme nedeniyle kişisel hakları doğrudan ihlal edilen kişilerin, uğradıkları maddi ve manevi zararların tazmini için İdare Mahkemesi’nde açtıkları bir dava türüdür. Bu dava, idarenin mali sorumluluğunu işletmeyi hedefler. Temel amaç, zarar gören kişinin malvarlığını, zarar öncesi durumuna getirmektir.
İdarenin sorumluluğu ise iki temel ilkeye dayanır:
- Hizmet Kusuru: Kamu hizmetinin hiç işlememesi, geç işlemesi veya kötü işlemesi durumunda ortaya çıkar. Örneğin, belediyenin bakımını yapmadığı bir yolda oluşan çukur nedeniyle aracın zarar görmesi bir hizmet kusuru sebebidir.
 - Kusursuz Sorumluluk: İdarenin herhangi bir kusuru olmasa dahi, yürüttüğü riskli faaliyetler veya kamu külfetleri karşısında eşitliğin bozulması nedeniyle sorumlu tutulmasıdır. Örneğin, bir patlama tatbikatı sırasında çevredeki binaların camlarının kırılması bu kapsama girebilir.
 
İdari eylemden doğan zarar, bu sorumluluk ilkeleri çerçevesinde değerlendirilir. Bu konuda daha fazla bilgi için Tam Yargı Davası ve İdarenin Tazminat Sorumluluğu başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Tam Yargı Davası Açmanın Şartları Nelerdir?
İdareye karşı tazminat davası açabilmek için belirli şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Mahkeme, bu şartların varlığını titizlikle inceler. Bu şartlar, davanın temelini oluşturur ve eksiklikleri davanın reddine neden olabilir.
Bir belediyeye tazminat davası veya başka bir kamu kurumuna karşı dava açmak için aranan temel şartlar şunlardır:
- İdari Bir Eylem veya İşlem Olmalı: Zararın kaynağı, idarenin kamu gücünü kullanarak tesis ettiği bir işlem veya yürüttüğü bir eylem olmalıdır.
 - Ortada Bir Zarar Bulunmalı: Tazminat talep edilebilmesi için somut, gerçek ve ölçülebilir bir maddi veya manevi zararın meydana gelmiş olması gerekir.
 - İlliyet (Nedensellik) Bağı Olmalı: Meydana gelen zarar ile idarenin eylemi veya işlemi arasında doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi bulunmalıdır. Zararın, idari faaliyetten kaynaklandığı ispatlanmalıdır.
 - Hukuka Aykırılık: Zarara neden olan idari eylem veya işlemin hukuka aykırı olması, idarenin sorumluluğunun en temel unsurudur. Ancak kusursuz sorumluluk hallerinde bu şart aranmaz.
 
Dava Açmadan Önce İdari Başvuru Zorunluluğu ve Süreler
Tam yargı davası açmadan önce kanunen yerine getirilmesi gereken çok önemli bir adım vardır: idari başvuru zorunluluğu. Zarara uğrayan kişi, dava açmadan önce ilgili idareye yazılı olarak başvurarak zararının tazmin edilmesini talep etmelidir. Bu başvuru, dava açma hakkının doğması için bir ön şarttır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre süreç şu şekilde işler:
- Zararı doğuran eylemin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye başvurulmalıdır.
 - İdare, başvurunuza 30 gün içinde cevap vermek zorundadır.
 - İdare bu süre içinde cevap vermezse, talep zımnen (örtülü olarak) reddedilmiş sayılır.
 - İdarenin talebi açıkça reddetmesi veya 30 gün içinde cevap vermeyerek zımnen reddetmesi halinde, bu tarihten itibaren 60 gün içinde idare mahkemesi nezdinde tam yargı davası açılmalıdır.
 
Bu süreler hak düşürücü niteliktedir. Sürelerin kaçırılması, dava hakkının kaybedilmesine neden olur. İlgili yasal düzenlemeye İdari Yargılama Usulü Kanunu üzerinden ulaşabilirsiniz.
Tam Yargı Davası Süreci ve Yetkili Mahkeme
İdari başvuru sürecinin tamamlanmasının ardından, görevli ve yetkili mahkemede tam yargı davası açılır. Bu tür davalarda görevli mahkeme İdare Mahkemesi‘dir. Yetkili mahkeme ise genellikle zararı doğuran idari eylemin yapıldığı veya idari işlemin tesis edildiği yerdeki idare mahkemesidir.
Dava süreci, dava dilekçesinin mahkemeye sunulmasıyla başlar. Dilekçede, zararın detayları, idarenin sorumlu eylemi ve deliller açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, tarafların dilekçelerini ve delillerini topladıktan sonra genellikle bir duruşma yapar ve kararını verir. Bazen, bir idari işlemin hem iptali hem de bu işlemden doğan zararın tazmini istenebilir. Bu durumda iptal davası ile tam yargı davası birlikte açılabilir.
Örneğin, hukuka aykırı bir kamulaştırma işlemine karşı hem işlemin iptali hem de bu süreçte uğranılan zararların tazmini talep edilebilir. İdari kararlara itiraz süreci hakkında daha fazla bilgi almak için Belediye Kararına İtiraz ve İptal Davası yazımıza göz atabilirsiniz.
İdare Hukuku Davalarında Avukat Desteğinin Önemi
İdare hukuku, kendine özgü usul kuralları ve katı süreleri olan teknik bir hukuk dalıdır. Özellikle tam yargı davalarında, idari başvuru zorunluluğu ve dava açma süreleri gibi usuli şartlar hayati önem taşır. Sürelerin kaçırılması veya başvurunun usule uygun yapılmaması, haklı olsanız dahi davanızın reddedilmesine yol açabilir.
Bu nedenle, sürecin başından itibaren bir idare hukuku avukatı ile çalışmak büyük avantaj sağlar. Alanında uzman bir avukat:
- Dava şartlarının mevcut olup olmadığını doğru bir şekilde analiz eder.
 - İdari başvuruyu usulüne uygun ve zamanında yapar.
 - Dava dilekçesini hukuki temellere dayandırarak etkili bir şekilde hazırlar.
 - Dava sürecini titizlikle takip ederek hak kaybı yaşamanızı önler.
 
İdarenin eyleminden doğan zarar nedeniyle mağduriyet yaşıyorsanız, haklarınızı en doğru şekilde savunmak ve başarılı bir sonuç elde etmek için bir hukuk profesyonelinden destek almanız şiddetle tavsiye edilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Belediyenin veya kamu kurumunun verdiği zarar için ilk başvuru nasıl yapılır?
Zarar veren idareye, zararın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde yazılı bir dilekçe ile başvurarak tazminat talebinde bulunulur. Bu başvuruya idarenin 60 gün içinde cevap vermemesi veya olumsuz cevap vermesi halinde dava yolu açılır.
Kamu kurumu zararlarıyla ilgili tam yargı davası açma süresi (zaman aşımı) ne kadardır?
İdareye başvuru süresi, zararın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halükarda zarar doğuran olayın meydana geldiği tarihten itibaren 5 yıldır. İdareye başvuru sonrası açılacak dava için ise, idarenin 60 günlük cevap süresinin bitiminden veya olumsuz cevabın tebliğinden itibaren 60 gün süreniz vardır.
Belediyelerin veya kamu kurumlarının hangi eylemleri zararı tazmin sebebi sayılır?
Kamu hizmetinin kötü veya geç işlemesi, hiç işlememesi gibi hizmet kusurları; idarenin hukuka aykırı işlem veya eylemleri; yahut kusursuz sorumluluk ilkesi gereği oluşan maddi ve manevi zararlar tazminat sebebi sayılır.
Yasal Uyarı: Bu blog yazısı genel bilgilendirme amaçlı olup, hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Özel durumlarınız için mutlaka bir avukata danışınız.
- Bu içeriği beğendiyseniz, yorum bırakmayı ve paylaşmayı unutmayın!
 - E-posta bültenimize kaydolarak benzer içeriklerden haberdar olun.
 - Konu ile ilgili sorularınız için bizimle iletişime geçin!
 - Bu sitede yayımlanan yazıların tamamı veya bir kısmı, Çakır Lex Hukuk Bürosu’nun yazılı izni olmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz veya dağıtılamaz. İzinsiz kullanım halinde ilgili kişi veya kurumlar hakkında tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı bildiririz.
 


